10 Ocak 2009 Cumartesi

« DURU TİYATRO / DURULAB Çağdaş Sahnelemeler Salı Misafirleri »


Emre Kınay'ın 2005 yılında kurduğu ve kuruluşundan beri Kadıköy’deki tiyatroseverleri hem kendi prodüksiyonları hem de ağırladığı ekipler ile buluşturan Duru Tiyatro, 2009 sezonundan itibaren salı günlerini « Çağdaş Sahnelemeler » başlığı adı altında yerli ve yenilikçi sahne oluşumlarına ayırıyor.

Son yıllarda hem üretim hem de seyirci ile buluşma düzleminde giderek ilerleyen çağdaş dans, fiziksel tiyatro ve yeni metin oluşumlarını düzenli olarak Kadıköylü sanatseverlerle buluşturmak, potansiyel bir izleyici ve olası üretici kitleleri yaratmak amacı güden « DURU TİYATRO / DURULAB Çağdaş Sahnelemeler Salı Konukları » temsiller sonrasında sanatçılarla söyleşi imkanı da yaratacak. Genelde Beyoğlu sanat dünyasında sıkışmış olan çağdaş sahnelemelerin yeni bir kitle ile karşılaşmasına olanak yaratacak olan bu proje, aynı zamanda bir tiyatro eğitim kurumu olan Duru Tiyatro’nun kendi bünyesinde yeni metin, yeni anlatım biçimleri ve yeni reji olasılıkları üzerine bir araştırma alanı olarak tasarlayacağı «DURU TİYATRO / DURULAB»ın temellerini atacak

Afife Jale Tiyatro Ödülleri En Başarılı Oyun Yazarı ve Tiyatro Tiyatro Dergisi Tiyatro Ödülleri Yılın Oyun Yazarı Ödülleri’ni alan Altıdan Sonra Tiyatro’nun « 444 », hem yurtiçi hem yurtdışında büyük beğeni toplayan Oyun Deposu’nun « Çirkin İnsan Yavrusu », bu sezonun konuşulan çalışmalarından Şule Ateş’in « Vakit Tamam Beyler, kapatıyotuz ! », yeni kurulmuş olan Bab-ı Tiyatro’nun « Sahici İnsanlar, Plastik Ölümler », Fransız koreograf Stephanie Parent’ın « Metamorphosis », Dokuzaltı Dans Projesi’nin « Yorgun »,Türkiye’nin en önemli bağımsız çağdaş dans topluluğu olan Çıplak Ayaklar Topluluğu’nun Fransız Koreograf Charles Cre Ange’ın « Şehirde » adlı çalışması, yine yurtiçinde ve yurtdışında sergilenmiş Hareket Atölyesi’nin « İnsan(lık) Hali » sezon süresince « Duru Tiyatro Çağdaş Sahnelemeler Salı Konukları » kapsamında sergilenecek çalışmalardan sadece bazıları.

13.Ocak Konuğu: Bab-ı tiyatro_Sahici İnsanlar/Plastik Ölümler


Sahici İnsanlar/Plastik Ölümler – Bab-ı Tiyatro
Tarih.13.Ocak.2009
Saat:21.00


Yazan/Yöneten-
Zeynep Kaçar
Yardımcı Yönetmen-Mesut Yüce
Dramaturg- Melike Saba Akım
Müzik- Toz ve Toz
Koreografi- Mihran Tomasyan

*Oyun, konusunu gerçek bir olaydan almaktadır.
Güneydoğu’da yaşanan bir töre cinayeti üzerinden yola çıkarak, kapitalist sistemin nasıl işlediği temelinde ilerleyen oyun, diğer yandan sistemin olayları ve insanları yönlendiriş biçimini sorguluyor.

20.Ocak Konuğu: İlyas Odman_Yorgun


İlyas Odman_Yorgun
Tarih.20.Ocak.2009
Saat:21.00

Kavramsal tasarım. Evren Erbatur / İlyas Odman
Koreografi. İlyas Odman
Dramaturji. Evren Erbatur
Müzik tasarım. Bahadır Dilbaz
Performans: İlyas Odman
Işık Tasarım. Yüksel Aymaz
"…Odman'ın seyirci üzerinde mutlak bir hakimiyeti var. Bu hakimiyet duygusu, yorgunluğun bir tür can sıkıntısına dönüşmesinin vurgusu olan bant sesinin tekdüzeliği aşamalarında doruk noktasına çıkıyor. Sessizlik içinde de bedenini vurgu noktasında tutmayı başarıyor sanatçı…
Gürol Tonbul / Akşam Gazetesi 09.02.08

"Yorgun"da sahnede seyrettiğiniz adam, yalnız ve bu yalnızlığı ile tanıdık bir adamdır. Tanıdıklığı ona sadece Yusuf Atılgan'dan Dostoyevski'ye, Kafka'dan Nilgün Marmara'ya Umay Umay'dan Handke'ye birçok yazarın karakterlerinde ve yazınında rastlamamızın bir sonucu değil, esas olarak onunla, "yorgun" adamla aynı kişi olmamızla alakalıdır. Her gece aynı saatlerde aynı yerde yatak ile koltuk arasındaki o son anda ayağa kalkıp yalnız olmamızın ağır melankolisi ile boğuşan adam, biz "yorgun"uzdur. Yaşamın ta kendisi ile, bazen açıkça görülen anlamsızlığı ve bu anlamsızlığın yarattığı anlam arayışı ile, iki kişilik yataklardaki tek kişilik uykularla, her sefer "bu defa son!" başlangıçları ile… Yaşam yorgunluk veren bir fiziksel eylemdir. Sahnedeki adam, işte hepimiz kadar yaşamda kalmış ve hepimiz kadar bundan sıkılmış bir adamdır. Bulunduğu her eylemin giderek manasını yitirmesi onun bir çocuk kadar sıkılgan ve oyun arayışında kılmıştır. Kendine zarar verse bile kendine yaşamda olduğunu kanıtlamak için "oyun" arkadaşları yaratacaktır. Kendi bedenini kendine ikinci bir arkadaş haline getirecektir, onunla oynayacak onunla avunacak ve en sonunda kendi ile bedeni arasında neredeyse gözle görülür bir sınır çizecektir. Bir şizofreni ve bir yoldaşlık… Kimse yalnız bir adamı kendi kendine konuşuyor diye deli ilan edemez. Kimse kendini ve yorgun bir adamı dinlenmek için kendi kafasını dizlerine yasladığı için suçlayamaz.

27.Ocak Konuğu: Oyun Deposu_Çirkin İnsan Yavrusu




Oyun Deposu_Çirkin İnsan Yavrusu
Tarih: 27.01.2009
saat: 21.00

Konsept:
oyun deposu
Yöneten: Maral Ceranoğlu
Dramaturg:Ceren Ercan
Kostüm Tasarımı: Tomris Kuzu
Işık Tasarımı: Cem Yılmazer
Müzik Danışmanı: Gevende
Yaratıcı Ekip ve Oyuncular: Yelda Baskın, Gülce Uğurlu, Elif Ürse


Türkiye'den biri eşcinsel, biri kürt, biri de türbanlı üç kadının kimliklerini oluşturma süreçlerini ve bu süreçte toplumun önyargılarıyla başetme çabalarını ele alan oyun,sokakta ve hayatta birbirine teğet geçen insanların ortak deneyim alanlarını görünür kılıyor.
Kendi metinlerini oluşturan oyun deposu bu ilk çalışmasında doğaçlama ve dans tekniklerinden yararlanıyor.